Nörobilim, anılarımızın bir fotoğraf albümü değil, her açılışımızda üzerinde oynama yapabildiğimiz bir Wikipedia sayfası gibi olduğunu gösteriyor.Ve bu,hem biraz korkutucu hem de inanılmaz derecede umut verici.
Anıların Kırılgan Doğuşu:Kayıt & Konsolidasyon
Bir olay yaşadığımızda, beynimizdeki binlerce nöron bir araya gelerek o anın elektriksel ve kimyasal izini oluşturur. Bu ilk iz, beynimizin geçici belleği olan hipokampus bölgesinde tutulur. Hipokampusu, bir olayın ilk ve dağınık notlarını alan, aceleci bir sekreter gibi düşünebilirsiniz.Ancak bu notlar, kalıcı değildir. Anının sağlamlaşması, yani konsolidasyon süreci başlar. Bu süreç, özellikle derin uyku sırasında gerçekleşir. Hipokampus, anının önemli kısımlarını beynin kalıcı depolama alanı olan neokortekse aktarır.Dağınık notların, kalıcı bir kitaba dönüştürülmesi gibidir. Bu sayede, o yaz tatili anısı, yıllar sonra bile hatırlayabileceğimiz sağlam bir yapıya kavuşur.Fakat asıl sürpriz, anının kalıcı hale geldikten sonra da bitmemesidir.
Her Hatırlayış Bir Düzenlemedir: Yeniden KonsolidasyonYıllar sonra o yaz tatili anısını düşündüğünüzde ne olur? Beyniniz, o anıyı neokorteksten geri çağırır. Nörobilimdeki en devrimci keşiflerden biri, bir anı geri çağrıldığında, onun geçici olarak kırılgan ve değişime açık hale gelmesidir.Bu duruma yeniden konsolidasyon (reconsolidation) denir.Anı, zihninizde canlandığı o kısa süre boyunca, tıpkı ilk oluştuğu andaki gibi biyokimyasal olarak kararsız bir duruma geçer.Bu, beynin anı dosyasını açıp, üzerine yeni bir şeyler yazma izini verdiği bir "düzenleme penceresi"dir.
• O anıyı hatırlarken yanınızda olan bir arkadaşınızın anlattığı yeni bir detayı ekleyebilirsiniz.
• Orijinal olaydaki bir duyguyu,o anki ruh halinizle değiştirebilirsiniz.
• Hatta, o anıyı hatırlarken izlediğiniz bir film sahnesini bile farkında olmadan anının içine dahil edebilirsiniz.
Anı,bu düzenleme penceresi kapandıktan sonra yeniden depolandığında, artk orijinalinin birebir kopyası değil, güncellenmiş, yamalanmış & mevcut benliğinize uyarlanmış bir versiyonudur.
Beynimiz Neden Kendi Tarihini Değiştirir?
Peki, beynimiz neden bu kadar güvenilmez bir tarihçi gibi davranır?
Neden geçmişimizi sürekli yeniden yazar?
Cevap: Bunun bir hata değil, evrimsel bir avantaj olmasıdır.Anıları değiştirebilme yeteneği, insan beyninin geleceğe hazırlanma biçimidir.Geçmişi,şimdiki koşullara ve gelecekteki ihtiyaçlara göre yeniden düzenlemek, daha hızlı & daha doğru kararlar almamızı sağlar.Beyin, "Bu olay geçmişte böyleydi, ama şimdi öğrendiğim yeni bilgiyle birlikte, aslında şöyle olmalıydı" der.
Bu esneklik, aynı zamanda travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi durumlarda da umut ışığıdır.Yeniden konsolidasyon mekanizması sayesinde, travmatik bir anının duygusal yükünü, anının kendisini silmeden hafifletmek mümkün hale gelebilir.Beyin,
anıyı açar, tehlike sinyalini (korku) çıkarır & o anıyı daha nötr bir şekilde yeniden kaydeder.
Geçmişimiz,Şimdiki Zamanın Bir Ürünüdür
Anılarımız,geçmişin donmuş kayıtları değil, şimdiki zamanın aktif yapılarıdır.Her hatırlayışımız, bir yeniden yaratma eylemidir.Bu, bize kim olduğumuzu anlatan hikayenin,her an yeniden yazılmakta olduğu anlamına gelir.
Unutmayın.. Geçmişi ziyaret ettiğiniz her an, aslında onu yeniden inşa eden, yaşayan bir organa sahipsiniz.Ve bu, beynimizin en büyüleyici,en insani özelliklerinden biridir.
Yorumlar
Yorum Gönder