İsimlerin Gizemi "Gök" & "Kurt"
Aşina isminin kökeni, tarihçiler ve dilbilimciler arasında yüzyıllardır süren bir dedektiflik hikayesidir.Bu ismin basit bir etiket olmadığı, derin bir sembolizm taşıdığı açıktır.
En güçlü teorilerden biri,ismin Doğu İran dilleri veya Hotan Sakacası kökenli olduğu ve "Mavi/Gök" anlamına geldiğidir. Türklerin yön anlayışında "Doğu" ve "Gök" rengi kutsaldır, Tanrısal olanı temsil eder. Hanedanın kurduğu devletin "Göktürk" (Kutsal Türk) olarak adlandırılması, Aşina isminin bu "ilahi" anlamıyla doğrudan bağlantılıdır.
Bir diğer güçlü görüş ise kelimenin Moğolca kökenli olduğu ve doğrudan "Soylu Kurt" manasına geldiğidir. Hangi kökenden gelirse gelsin, Aşina; gökyüzünün asaletini ve kurdun vahşi cesaretini temsil eden bir unvana dönüşmüştür.
Efsanenin Kökleri: Bataklıktan Zirveye
Çin kaynakları (Zhou Shu ve Sui Shu),Aşina ailesinin tarih sahnesine çıkışını muazzam bir trajedi ve yeniden doğuş hikayesiyle anlatır.
Efsaneye göre, Aşina boyunun ataları Batı Denizi'nin kıyısında yaşarken, komşu bir kavmin ani baskınıyla soykırıma uğrar. Kadın, erkek, yaşlı demeden herkes kılıçtan geçirilir. Geriye sadece 10 yaşlarında bir erkek çocuk kalır.Düşman askerleri çocuğa acır, onu öldürmezler ama kaçamasın diye kollarını ve bacaklarını kesip bir bataklığa atarlar.
Ölümün soğuk nefesi çocuğun ensesindeyken,bozkırın kutsal ruhu bir Dişi Kurt suretinde belirir.Kurt, çocuğu sütüyle, etiyle besler, vahşi hayvanlardan korur. Çocuk iyileşip büyüdüğünde kurtla birleşir. Düşmanlar çocuğu tamamen öldürmek için geri geldiklerinde,Dişi Kurt (Asena) çocuğu kaçırır ve Turfan'ın kuzeybatısındaki bir dağa götürür.
Bu dağın içinde, etrafı sarp kayalıklarla çevrili, dış dünyadan izole, verimli bir ova vardır. Aşina soyu, işte bu mağarada kurdun doğurduğu 10 erkek çocuktan türer. Bu çocuklardan biri, ailenin lideri olur ve çadırının önüne, atalarını unutmamak için "Kurt Başlı Sancak" diker. Bu sancak, bir minnet borcunun ve aidiyetin en somut
Çin kaynakları (Zhou Shu ve Sui Shu), Aşina ailesinin tarih sahnesine çıkışını muazzam bir trajedi ve yeniden doğuş hikayesiyle anlatır.
Efsaneye göre, Aşina boyunun ataları Batı Denizi'nin kıyısında yaşarken, komşu bir kavmin ani baskınıyla soykırıma uğrar. Kadın, erkek, yaşlı demeden herkes kılıçtan geçirilir. Geriye sadece 10 yaşlarında bir erkek çocuk kalır. Düşman askerleri çocuğa acır, onu öldürmezler ama kaçamasın diye kollarını ve bacaklarını kesip bir bataklığa atarlar.
Ölümün soğuk nefesi çocuğun ensesindeyken, bozkırın kutsal ruhu bir Dişi Kurt suretinde belirir. Kurt, çocuğu etiyle besler, vahşi hayvanlardan korur. Çocuk iyileşip büyüdüğünde kurtla birleşir. Düşmanlar çocuğu tamamen öldürmek için geri geldiklerinde, Dişi Kurt (Asena) çocuğu kaçırır ve Turfan'ın kuzeybatısındaki bir dağa götürür.
Demir ve Ateş: Tarihsel Yükseliş
Mitolojik sis perdesi aralandığında, karşımıza çok daha sert ve gerçekçi bir tablo çıkar: Demircilik.
MS 5. ve 6. yüzyıllarda Aşina boyu, bugünkü Moğolistan coğrafyasına hakim olan Rouran (Juan-juan) İmparatorluğu'nun egemenliği altında yaşıyordu.Altay Dağları'nın güney eteklerinde yerleşik olan bu boy, madencilik ve metalurji konusunda ustalaşmıştı. Rouran ordusunun silahlarını, zırhlarını onlar üretiyordu. Yani Aşinalar, dönem⁷in "savunma sanayisi" ni ellerinde tutan ama siyasi olarak "köle" statüsünde olan bir topluluktu.
Kaderin dönüm noktası, Aşina lideri Bumin Kağan'ın vizyonuyla gerçekleşti. Bumin, Töles boylarının isyanını bastırarak Rouran hükümdarına hizmet etti ve karşılığında prensesle evlenmek istedi. Bu, siyasi eşitlik talebiydi. Rouran kağanı A-na-kuei ise tarihi bir hata yaparak bu talebi reddetti ve elçiye şöyle bağırdı:
"Siz benim demirci kölemsiniz, buna nasıl cüret edersiniz?"
Bu hakaret, bir imparatorluğun sonu, diğerinin ise başlangıcı oldu.Bumin, "köle" zincirlerini kırdı. Önce Batı'daki Wei devletiyle ittifak kurdu, ardından 552 yılında Rouranları bozguna uğrattı. Demirci örsü, artık devletin tahtı olmuştu. Bumin, "İl Kağan" (Devlet Kuran Hükümdar) unvanını aldı.
İkili Teşkilat ve Dünya Siyaseti
Aşina ailesi, devleti sadece kılıçla değil, müthiş bir diplomasi ağıyla yönetti. Devlet, eski Türk geleneğine göre Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldı:
- Doğu (Merkez): Güneşin doğduğu yer kutsal sayıldığı için Asıl Kağan burada otururdu. Ötüken merkezli bu yapıyı önce Bumin, sonra oğulları (Kola ve Mukan) yönetti.
- Batı (Yabgu): Batı kanadını Bumin'in kardeşi, strateji dehası İstemi Yabgu yönetti.
İstemi Yabgu'nun hamleleri, Aşina adını dünya tarihine yazdırdı.İpek Yolu'nun kontrolünü ele geçirmek için önce Sasani (İran) İmparatorluğu ile anlaşıp Ak Hunları yıktı. Ardından Sasani tehlikesine karşı Bizans İmparatorluğu ile ittifak kurdu. Aşina elçileri Konstantinopolis'e gidiyor,Bizans elçileri Altay Dağları'na geliyordu. Aşina, dönemin süper güçleri arasında denge kuran küresel bir aktöre dönüşmüştü.
"Kut" Anlayışı ve Kutsal Kan
Aşina boyunun en belirgin özelliği, kendilerini diğer tüm Türk boylarından üstün görmeleriydi. Onlara göre Gök Tanrı (Tengri), devleti yönetme yetkisini (Kut) sadece Aşina soyuna vermişti. Bu inanç o kadar köklüydü ki:
- Aşina soyundan gelmeyen kimse "Kağan" olamazdı.
- Aşina kanı kutsal sayıldığı için, hanedan üyeleri idam edilirken kanları yere dökülmezdi. Yay kirişi veya ipek bir mendille boğularak infaz edilirlerdi.
- Bu prestij yüzyıllarca sürdü. Göktürkler yıkıldıktan sonra bile Hazarlar, Türgişler ve Karahanlılar gibi devletlerde yöneticiler meşruiyetlerini Aşina soyuna dayandırmaya çalıştı.
Ergenekon'dan Sonsuzluğa
Aşina Hanedanı, 745 yılında Uygurların isyanıyla siyasi olarak tarih sahnesinden çekildi. Ancak bıraktıkları miras,yıkılan bir devletten çok daha fazlasıydı.
Onlar, dağınık yaşayan göçebe boyları "Türk" adı altında birleştirdiler. Orhun Yazıtları ile bize ilk yazılı Türk tarihini bıraktılar. Devlet yönetimini, askeri onlu sistemi ve bozkır diplomasisini kurumsallaştırdılar.
Aşina, bir demirci ocağında harlanan ateşin, tüm dünyayı aydınlatan bir meşaleye dönüşmesidir. Bugün "Türk Tarihi" diyebildiğimiz devasa külliyatın ilk cümlesini onlar yazmıştır. Ve efsaneye göre, zor zamanlarda Türk milletine yol göstermek için o Gök Yeleli Bozkurt, hala bir yerlerde beklemektedir.
Meraklısı İçin Kısa Notlar 👇🏻
- Aşina'nın Rengi: Hanedanın rengi turkuaz/gökyüzü mavisidir. Doğu'yu temsil eder.
- Çin Etkisi: Aşina prensleri, devletin fetret devrine girdiği dönemlerde Çin sarayında general olarak görev yapmış, Çin kültürünü çok yakından tanımış, ancak Kürşad ve Kutluk gibi liderlerle özlerine dönerek Çin'e isyan etmişlerdir.
- Mezarlar: Aşina soylularının mezarları genellikle gizli tutulurdu, ancak Moğolistan'da bulunan Şiveet Ulan anıt külliyesinin Aşina hanedanına ait bir kurban ve anma alanı olduğu düşünülmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder