Gezegenin en çok nefret edilen molekülüyle tanışın: Karbondioksit. Medyada sürekli "dünyanın sonunu getiren canavar" olarak çiziliyor. Peki, size bu "canavarın" aslında bizi hayatta tutan yegâne şey olduğunu söylesem?
Romantizmi bir kenara bırakalım, işte CO₂’nin yüzüne vurulmayan gerçekler..
Kirlilik Değil, "Bitki Maması"
Okullarda öğrendiğiniz fotosentezi hatırlayın. CO₂ atmosferin çöpü değil,biyosferin ana yemeğidir. Daha fazla CO₂, daha coşkulu ormanlar ve daha hızlı büyüyen tarım ürünleri demek. NASA verileri bile artan CO₂ sayesinde Dünya'nın son 30 yılda "yeşillendiğini" kanıtlıyor.O,doğanın en güçlü gübresi.
Donmaktan Bizi Kurtaran Battaniye
"Sera etkisi" kelimesini bir küfür gibi kullanıyoruz.Oysa atmosferdeki CO₂ olmasaydı, Dünya'nın ortalama sıcaklığı konforlu 15°C değil, dondurucu -18°C olurdu. O "kötü" gaz, uzay boşluğunun ölümcül soğuğuyla aramızdaki tek kalkan.
Sessiz Kurtarıcı
Yangın çıktığında alevleri boğan, hastanede kapalı ameliyatlarda cerraha alan açan, marketteki gıdanızı bakteri istilasından koruyan o. Sanayinin ve tıbbın görünmez İsviçre çakısı.
Paracelsus'un dediği gibi:
"Zehir ile ilacı ayıran tek fark dozdur."
Sorun karbondioksitin varlığı değil, bizim dengeyi şaşırmamız. Molekülü şeytanlaştırmayı bırakıp , döngüyü anlamayabaksak iyi olur.
Çünkü; CO₂ olmasaydı,bu yazıyı okuyacak bir medeniyet de olmazdı.
Yorumlar
Yorum Gönder